İç kanama, vücut içerisinde oluşan ve genellikle ilk etapta fark edilemeyen, ancak hayati tehlike arz edebilen bir kan kaybı durumudur. İç kanama şiddetli olduğunda, iç organlar üzerinde basınç yaratabilir. Bu basınç, belirgin bir tümsek şeklinde belirti verebilir veya deri altında renk değişikliklerine neden olabilir. Sonuç olarak, iç kanama şoka ve bilinç kaybına yol açabilir.

İç kanamanın belirtileri, kanamanın bulunduğu yere ve hızına bağlı olarak değişiklik gösterir. Yavaş gerçekleşen iç kanamalarda, yavaş yavaş gelişen anemi belirtileri görülebilir. Bu durum, enerji eksikliği, yorgunluk, nefes darlığı ve solgunluk gibi semptomlara yol açar. Karın içi kanamalarda dışkıda veya kusmukta kan görülebilir. Benzer şekilde, üriner sistemde iç kanama olduğunda kanlı idrar görülmesi mümkündür.

İç kanamaya neden olan risk faktörleri arasında hemofili, bazı kanama bozuklukları, pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar ve yaralanmalar bulunmaktadır.

İç kanamalar genellikle vücuda alınan travmalar veya tıbbi rahatsızlıklar sonucunda ortaya çıkar. Bunun yanı sıra, pıhtılaşma bozuklukları ve pıhtılaşma önleyici ilaçlar da iç kanamaya neden olabilir. İç kanamanın nedenleri arasında şunlar sayılabilir:

İç kanama durumunda, hastanın derhal hastaneye kaldırılması gerekmektedir. İlk yardım uygulamaları, iç kanamayı durdurmak için yeterli olmayabilir. Hastayı, başı alçakta kalacak şekilde yana çevirerek yatırmak, beyne daha fazla kan gitmesini sağlayabilir. Hastanın hareket etmemesi sağlanmalı ve bacakları yükseğe kaldırılarak, kanın organlara gitmesine yardımcı olunmalıdır. Boyun, bel ve göğüs çevresindeki sıkı giysiler gevşetilmelidir.