Tutunma kanaması, halk arasında farklı isimlerle de bilinmektedir. Bu isimler arasında yerleştirme kanaması, üstüne görme, üste görme ve implantasyon kanaması da bulunur. Bu kanama, gebeliğin en erken belirtilerinden biridir, ancak adet kanamasıyla sıklıkla karıştırılmaktadır. Anne olmak isteyen kadınlar, adet kanamasını kimi zaman yerleştirme kanaması ile karıştırmaktadır. Tam aksine gebe olmak istemeyen kadınlar da adet gördüklerinde hamile miyim telaşı ile kanamalarının yerleştirme kanaması olduğunu sanıp panik yapmaktadır.

Yerleştirme kanaması her gebelikte görülmez ve nadir olarak karşılaşılan bir durumdur. Gebelikte kanama olayı, yaklaşık olarak gebeliğin ilk 30 haftasında %20 civarında dölyolundan oluşan kanama görülebilmektedir. Bunun %10 kadarı, gebeliğin ilk 2 ayında yani 8. haftasında meydana gelir. Bu dönemde karşılaşılan hafif geçici kanamalar, fizyolojik kanama olarak adlandırılmaktadır.

Genel olarak gelişmekte olan bebeğin, döl yatağı duvarına yerleşmesi sebebiyle oluşur. Bu durum, ikinci veya sonraki gebeliklerini yaşayan kadınlarda, ilk defa gebe kalan kadınlara göre daha sık görülmektedir. Bu duruma halk arasında "üste görme" olayı denilmektedir. Bu fizyolojik olay dışında; bütün gebelik boyunca herhangi bir dönemde oluşan, dölyolundan meydana gelen kanamalar anormal olarak kabul edilmektedir. Normal hamilelik süresi 40 haftadır. Bu süre detaya inilmeden kabaca ikiye ayrılmaktadır.

20 hafta ve daha öncesinde oluşan kanamalar.

20. haftadan sonra olan kanamalar.

Bütün gebeliklerin %25'lik bölümünde ilk 3 ayda kanama oluşmaktadır. Kanamanın regl kanamasından fazla olması, dölyolundan parçaların gelmesi veya kanamayla beraber, ateş ve karın ağrısının olması acilen müdahale gerektiren durumlardır. Hemen doktora gidilmelidir. Gebeliğin ilk üç ayına kadar meydana gelen kanamalarda, ilk düşünülen ihtimal düşük yapma tehdididir. Ancak her kanama düşükle sonuçlanacak diye bir kaide yoktur. Ağrı ile devam eden yoğun kanamalarda, düşük olasılığı daha fazladır.

Bu dönemde ultrasonografik şekilde gelişmekte olan embriyonun kalp atışlarının duyulması, gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam edeceğini neredeyse %100 garantilemektedir. Anne yaşının büyük olması, embriyonun kalp hızının dakikada 90'ın altında olması düşük olasılığını artırmaktadır. Sağlıklı bir embriyonun kalp hızı bu dönemde dakikada 150 – 160 civarında olmalıdır. En uygun tedavi şekli yatak istirahatidir. Düşüğü önleyici maksatla progesteron içeren ilaçlar kullanılabilir, ancak bunların faydalı olduğu yapılan çalışmalarda netleştirilememiştir. Üçten fazla düşük yaşamış gebelerde progesteron kullanımı, bazı durumlarda fayda gösterebilmektedir. İlk 20 haftada rastlanan dölyolundan gerçekleşen kanamaların diğer nedenleri ise dış gebelik veya üzüm gebeliğidir.

Dış gebelikte meydana gelen vajinal kanama, genellikle yoğun kıvamda gelmez. Beraberinde kasık ağrısı olabilir. Kasık ağrısı genellikle bir taraflıdır. Bu durumda konulacak tanı, kanda gebelik testi ve ultrasonografik araştırmaların birlikte sonuçlanması ile konur. Erken dönemde tedavi; bazı seçilmiş özel durumlarda ilaçla yapılabilir, gebelik haftası ilerlemiş ise tedavi ameliyatla sonuçlanmaktadır. Çok ilerlemiş dönemde şiddetli şekilde karın ağrısı ve iç kanama oluşur. Bu durum acil ameliyat gerektiren bir durumdur.

Halk arasında üzüm gebeliği olarak adlandırılan duruma tıp dilinde mol gebeliği denilmektedir. Birkaç çeşidi vardır. En sık rastlanan şekli hidatiform mol adındadır. Üzüm taneleri büyüklüğünde çok sayıda parça düşürülmesi sebebiyle halk arasında bu isim verilmiştir. Bu kanamada genellikle ağrı hissedilmez. Tanı yine kan testi ve ultrasonografinin birlikte kullanılması ile ortaya konulur. Tedavisi dölyatağı içinin kürtaj edilerek gebeliğin boşaltılmasıdır. Bazen ek olarak ilaç tedavisine ihtiyaç duyulabilir. Gebeliğin ikinci yarısında rastlanan kanamalar daha seyrek görülmektedir. Çoğu zaman tüm gebeliklerin %5'inde bu tip kanamalar görülmektedir. Bu kanamaların çok az bir kısmı dölyatağı ağzı hastalıkları ya da vajinal mantara bağlı kanamalardır.

Gebelikte oluşan her türlü kanama, özellikle ilk üç ayda, mutlaka bir doktora danışılarak kontrol edilmelidir. Kanama miktarı ve beraberinde gelen belirtiler, kanamanın ciddiyeti hakkında ipuçları verebilir. Ayrıca, sağlıklı bir gebelik süreci için düzenli doktor kontrolleri ve ultrasonografik incelemeler son derece önemlidir. Kanama olduğunda yatak istirahati önerilir ve doktorun uygun gördüğü tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.